Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yeni Sayfa Yeni Hikaye

Lammer

Yeni Üye
Katılım
19 Şub 2021
Mesajlar
3
Tepki puanı
8
Puanları
3
Merhabalar
Bu süreçle yıllardır mücadele ediyorum. 17 yaşımdan beri bu sorunlarla baş etmeye çalışıyorum. Sürecim boyunca defalarca düştüm, birçok sorun yaşadım ama hep bir şekilde devam etmeye çalıştım. Şimdiye kadar en fazla 30 gün dayanabildim ve o 30 gün hayatımda en keyif aldığım, en verimli geçen günlerdi.
Aslında bu sürece başlamamın temel nedeni, PMO’nun bana zarar verdiğini fark etmemdi. Küçüklükten beri hafıza sorunlarım ve DEHB teşhisim vardı. Aynı zamanda çocukluğumdan bu yana yaşadığım birçok travma da var. Ancak artık yeni bir sayfa açmak istiyorum.
Şu an sürecimin kaçıncı gününde olduğumu tam olarak bilmiyorum ama tahminen 7 ile 10. gün arasındayım. Bu gün sayısı benim için önemli çünkü hayatım boyunca yaşadığım birçok sorunu PMO’yla bastırmaya çalıştım. Hâlâ zaman zaman onu bir çözüm gibi görme eğilimim var. Sanki bir ilaç gibi: “PMO yap, uyu.” “PMO yap, rahatla.” “PMO yap, başın ağrısı geçsin.” Ne yaşarsam yaşayayım hep ona sığındım.
Ama aslında bu çözüm değil. Sadece anlık bir kaçış ve sonunda kendimi daha zavallı hissettiren bir döngü. Sorunları nasıl çözmem gerektiğini teoride biliyorum ama pratikte uygulamak her zaman kolay olmuyor. Bu yüzden buraya yazarak sürecimi daha sağlam temellere oturtmak istiyorum.
Son zamanlarda en büyük korkum, tekrar aynı tuzağa düşmek. Çünkü artık kaybetmek istemiyorum. Artık yükselmek istiyorum. Bitmeyen bir enerji, keskin bir zihin, yüksek özgüven ve sıfır erteleme alışkanlığı... Bunları gerçekten istiyorum.
Ben artık küçük oyunlarla vakit kaybetmek istemiyorum. Küçük kumarlardan değil, büyük masalarda oynamak istiyorum. Artık küçük balık olmak zevk vermiyor. İnsanların acıdığı biri değil, “Bu adam sağlamdır, zekidir.” denilen biri olmak istiyorum. Artık kaybedecek vaktim yok. Ya kazanacağım, ya kazanacağım. Tek çarem, düşeş gelmesi.
 

Bodhissatva

Yeni Üye
Katılım
28 Nis 2025
Mesajlar
16
Tepki puanı
10
Puanları
3
Başarabilirsin, sadece bir şey söylemek istiyorum. İnsan hayatındaki sorunları sadece bir şeyden kaynaklandığını düşünme eğiliminde olabiliyor. O çözülürse her şey çözülecek, hep yüksek kalacak ve hiç bir şeyi ertelemeyecek gibi düşüncelerle kendini kandırabiliyor. Bunları söylüyorum çünkü ben de kendimi çok kandırdım. PMO kesinlikle büyük bir sorun ama bir gün gelir aşarsan veya aşmaya çok yaklaşırsan başka sorunlarında olduğunu ve yine kötü hissettiğini göreceksin, yine bunu da kendimden biliyorum. Bunları neden söylediğimi soracak olursan şundan söylüyorum: Hayatta insan ne olursa olsun kötü hissedebiliyor, aylarca yıllarca arzuladığı ve yapmaya çalıştığı şeyi başarsa bile boş hissedebiliyor. Demek istediğim şu aslında, iç dünyanı hedeflerine çok fazla bağlarsan hayal kırıklığı peşini bırakmıyor. Umarım yardımcı olabilmişimdir, umarım bir gün beraber kurtuluruz.
 

SlaveToMaster

Ay Yolcusu
Katılım
25 Nis 2025
Mesajlar
45
Tepki puanı
44
Puanları
21
İnsan hayatındaki sorunları sadece bir şeyden kaynaklandığını düşünme eğiliminde olabiliyor. O çözülürse her şey çözülecek, hep yüksek kalacak ve hiç bir şeyi ertelemeyecek gibi düşüncelerle kendini kandırabiliyor.
Ben bu hatayı "İlişkim olursa hayatım düzene girer," diye düşünerek yaptım ama bir şeyler eksikti: (1) Öz güvenim yoktu ve depresyondaydım ve (2) daha sosyal hayatım bile yoktu. Dediğin gibi ben bu 2 sorunu görememiştim. Dolayısıyla kafam ilişkilere fikslendiği için her şeyi bu pencereden görmeye başlamıştım. Lanet girsin, kadınları bile "ilişkilik olanlar ve olmayanlar" diye kategorize etmiştim. Yanılmışım...

O ilişkiyi hiçbir zaman elde edemedim ve daha da kötüsü internet hayatıma girdiğinden beri interneti ikinci dünyam olarak görüyordum ve orada daha kolay iletişim kuracağımı düşünüyordum. Ama yine bir şeyleri göremedim: madalyonun diğer yüzünde internet kullanımının beni daha huysuz ve asosyal yapacağını gözden kaçırdım. İş işten geçmişti, ben interneti dünyam olarak görüyordum. Ve bu daha sonradan internetten sanal arkadaşlıklar kurmaya kadar gitti. Tabii bir tane de başarısız ve sadece 3 hafta süren bir uzak mesafe ilişkisi girişimim oldu Amerikan bir kızla (başka bir güne kalsın o da). Bu alışkanlık eskisi kadar olmasa da devaö ediyor hâlâ ama artık eskisi gibi kendini beğenmezlik yapmayı bırakıp kendini sevmeyi bir tık daha abartıp kendine aşık olan biriyim. Hatalarım yok mu? Olmaz mı, ama onları kabul ettim. Hatasız kul olmaz sonuçta. Şimdi kendime hep "Kendimi nelere adayabilirim?" diye soruyorum. Şunu akıldan çıkarmamak gerekiyor: Bir kızla asla ama asla havadan sudan konuşmak için mesajlaşılmamalı. Bu bir kere yapıldığında artık o kız seni herhangi bir sıkıcı arkadaşlarından biriymiş gibi görmeye başlar. İkinci önemli detay da şu: Sosyal medyada tek kazanan kadınlardır. Bir erkek yalnızca işini tanıtmak için ve kendini eğitmek için kullanmalıdır interneti. Biz erkekler daha çok maceracı bir doğaya sahibiz doğal olarak. Bizim için hayat dışarıda olmalı, bir ekranın içinde değil. İşte benim de kırmaya çalıştığım alışkanlık da tam olarak bu. Sanaldan uzaklaşmaya çalışıyorum, daha doğrusu sanalı benim köpeğim etmeye çalışıyorum daha amiyane bir tabirle.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst