Aslında bir şeyden para kazanan her endüstri, onun zararlarını gizlemeye, onun zararları hakkındaki kanıtları reddetmeye meyillidir.
Sigara endüstrisi 70'ler ve öncesinde sigaranın sağlığa zararlı olduğunu inkâr ediyordu. Ortadaki sayısız bilimsel kanıta rağmen sigaranın zararlı olduğuna dair bir kanıt olmadığını iddia ediyordu. Hatta küçük çocukların bile sigara reklamında göründüğü, sigara içmenin çocukluğa kadar indirilmeye çalışıldığı da görüldü. Reklamlarda sigaranın faydalı olduğu bile iddia ediliyordu. Haluk Tatar'ın Youtube'da bu konu hakkındaki videosunu izleyebilirsiniz.
Fakat kanıtlar ortadaydı. Her gün binlerce insan sigara kaynaklı hastalıklardan ötürü ölüyordu. Sigara endüstrisi bu gerçeği öyle kolay kabul etmedi. Bilim insanları, doktorlar ve aktivistler büyük mücadeleler vererek devletlere sigaranın zararlı olduğunu kabul ettirebildi. En sonunda sigara satışı pek çok ülkede 18 yaş altına yasaklandı. Sigara reklamları yasaklandı. Sigara paketlerinin üstüne zararlarıyla ilgili resimler ve yazılar yerleştirilir oldu. Türkiye gibi bazı ülkeler büyük orandaki vergilerle sigara tüketimini zorlaştırmaya çalıştı. Toplu taşıma ve kapalı ortamlarda sigara tüketmek yasaklandı. TV'lerde sigaranın yasaklarına dair kamu spotları yayınlanmaya başlandı. Hatta Yeni Zelanda gibi sigara için yaş sınırı her yıl bir yaş artıyor. Yani gelecekte ülkenin tamamına sigara yasak olacak. Sigaranın zararlı olduğu kabul edilse de tüketim ve ona bağlı ölümler tam gaz devam ediyor.
Aynı durum günümüzde şeker endüstrisi için de yaşanmakta. Şeker endüstrisi rafine şekerin zararlı olduğunu reddediyor. Ortada bir kanıt olmadığını iddia ediyor. Hatta rafine şekerin faydalı olduğunu da iddia ediyor. Beşikteki bebeklere kadar herkes şeker bağımlısı hâline getirildi. Fakat bilim ortaya rafine şekerin zararları hakkında pek çok kanıt koydu. Bu konuda çeşitli belgeseller de yayınlandı. Doktorlar ve diyetisyenler rafine şekere karşı uyarıyorlar. Her gün daha çok insan şekersiz yaşama başlamaya çalışıyorlar. Gıda üreten markalar "şeker ilavesiz" ürünler üretmeye başladılar. Gelecekte şekerin de şu anki sigara ürünlerinde olduğu gibi ciddi kısıtlamalarla karşılaşacağına inanıyorum. Hatta bazı ülkeler şeker vergisi ile şeker tüketimini zorlaştırma denemelerine başladılar bile.
Porno endüstrisi de aynı yalanı söylüyor: "Porno izlemenin kötü olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Hatta porno izlemek bazı açılardan faydalıdır." Yalanın dayandığı yöntem şeker ve tütün endüstrisinin yalanıyla aynıdır. Yukarıda da paylaşıldığı üzere Your Brain On Porn adlı sitede yayınlanan bilimsel veriler var. Ayrıca TED'deki konuşmalarda ele alınan bilimsel konular var. Aşağıdaki linki tıklayarak forumdaki ilgili başlığa bakabilirsiniz. Ayrıca blogdaki bazı makalelerde de bilimsel veriler bulunmakta.
Bu arada tek benzerlik argümanda değil. Porno endüstrisi de geçmişte tütün endüstrisinin ve şimdilerde şeker endüstrisinin yaptığı gibi çocukları hedefliyor. Bu sitelerden birine giren bir insan ilk önce "18 yaşından büyük müsünüz" sorusuyla karşılaşır. Site, böylece çocuklara yayın yapmadığını iddia eder. Gerçekte o soru cevap butonu çocukların siteye girişini engellemez. Çocuk, "evet" butonuna basıp siteye girer. O buton sadece site sahibinin sorumluluğu üstünden atmasını sağlar. Ayrıca dünyanın en büyük porno sitelerinde bile 18 yaşından küçüklerin videolarının ortaya çıkması sık sık haberlere düşüyor.
Porno endüstrisinin yöntemleri sigara, rafine şeker ve diğer zararlı maddeleri üreten endüstrilerinkinden farksızdır. İnsanın beden sağlığına, ruh sağlığına, toplum sağlığına verilen zararlarıyla çok tehlikelidir.
Porno ve zararları hakkında bilim insanları, araştırmacılar ve aktivistler tarafından TED topluluğunda yapılmış konuşmaları tek bir başlık altında toplamak istedim. Aşağıdaki videolarda Türkçe altyazı da mevcut. Aslında aşağıda paylaştığımın dışında başka güzel TED konuşmaları da vardı ama ben...
neverfapturkiye.com