King Elessar dostum nasılsın? Yolda son sürat ilerlemekten bir gün bile hatrını soramadım, kusura bakma.
Biraz kendimden bahsedeyim sana.
Bu yola çıkarken bu süreci tamamlayabileceğimden, 90 günü bitirebileceğimden son derece emin olarak başladım.
Ve bir şeyden daha emindim: başarı oranı %5’i geçmeyecekti.
Ve öyle de oldu. Bak, sadece sen ve ben kaldık.
Bu uzun ama kısa yolda sadece bu kadar zamanda muazzam yol kat ettik.
Verimliliğim %200 arttı, çok fazla okumaya ve ders çalışmaya başladım.
Sosyal çevremdeki insanlarla diyaloğum tekrardan güçlenmeye başladı, bunu hissedebiliyorum.
Beyin sisi artık yok. Çok daha net görmeye, anlamaya, araştırmaya, öğrenmeye başladım.
Uzun süredir nefesimi tutmuşum da, tekrar nefes alıyormuşum gibi hissediyorum, biliyor musun?
“Görünmeyeni görebilmek için göz değil, zihin gerekir.”
— Galileo Galilei
Herkesin beklediği gibi “kadınlardan şöyle ilgi aldım, böyle baktılar” demeyeceğim.
Çünkü bu konuda hayatım boyunca hiçbir evrede sıkıntı yaşamadım.
Kadın konusu hayatımda daima 2. planda kalmıştır.
Nitekim, gerçek hayattaki kadınları ikinci plana atmamın sebebini ise yavaş yavaş anlıyorum:
Galiba ergenlikte beynime ciddi bir zarar vermişim.
Şunu anladım — kimileri buradan ne çıkarır bilemem — ancak;
“Beynimiz tamir olur yeaw, rahat olun, iyileşir, ileride bırakırım” diyen arkadaşlar…
Bazen bırakmak kısa vadede çok fazla şeyi değiştiriyor, evet.
Etkileri bir anda muazzam pozitif oluyor.
Ancak benim gibi defalarca uzun süreçler yapmış ve defalarca aynı hapishaneye düşmüş biri için şunu anlıyorum:
Beynimdeki yapılar öyle kolay tamir olmayacak.
“İnsan en çok kendine karşı kördür.”
— Friedrich Nietzsche
Bunu okuyan dostlarım, sakın ha
“Abi nasıl olsa bırakınca beyin kendini toparlıyor”
tuzağına düşmeyin. Bu bir kandırmaca.
Mümkün olan en kısa sürede,
hemen şu an, bu PMO döngüsüne bir son verin.
Artık bunu yapmayın.
Beyninizde 20 yılda oluşturduğunuz yapıları 2 yılda toparlayamazsınız.
“Bir adam alışkanlıklarının toplamıdır. Onları değiştirirsen, kendini değiştirirsin.”
— Aristotle
En az yarısına gelmeniz lazım. Kaç yıldır bu illeti yapıyorsun bilmiyorum ama,
acilen bu konuyu hayatından çıkart.
Sadece PMO değil, dopamin döngünü bozan tüm hızlı dopamin kaynaklarını da.
“Nasıl abi?” diyenlere ilk önerim:
Beyninizin nasıl çalıştığını ve dopamin döngüsünü anlamak için araştırın, okuyun.
Düşmanınızı iyi tanıyın.
“Beynin en temel görevi seni hayatta tutmaktır, mutlu etmek değil.”
— Andrew Huberman
- NeverFap Akademi YouTube kanalındaki tüm videoları izleyin, not alın, bitirin, çıkarımlar yapın.
- PBKY kitabını okuyun, Gary Wilson’ın Porno Bağımlılığındaki Beyniniz kitabını mutlaka bitirin.
- NeverFap Akademi blog yazılarını okuyun.
Ve bu şekilde beyninize doğru telkinler yapın ki çabucak o hapishaneden çıkış için kazdığınız tünelden özgürlüğe ulaşın.
Başka yolu yok bu işin.
“Abi yapacağım ama dayanamıyorum, iradem zayıf” vesaire…
Ben sana “iradeyle yap” demiyorum.
Sadece ister sürece başla ister başlama, şu yukarıda yazdığım maddeleri
yine de uygula.
Süreçte değil misin, PMO mu yapıyorsun? Yap, olsun…
Ama
yukarıda yazdıklarımı da yaparken yap.
“Bir bırakmayı deneyeyim, olmazsa bu dediklerini yaparım” demeyin.
Zaten sürece başlamak için bunları anlaman, dinlemen, sorgulaman lazım.
Bir süre sonra mekanizmayı anlamaya başladıkça o hızlı dopamin kaynakları sana
rahatsızlık vermeye başlayacak.
İşte o an geldiğinde, anlayacaksın
. Sımsıkı tut o ipi ve bırakma.
Telkinler işe yaramaya başlıyor demektir.
“Özgürlük, bir kapıyı açmak değil; o kapıyı kendi isteğinle kapalı tutabilmektir.”
— Viktor E. Frankl
Doğru yoldasın.
Daha da vakit kaybetmeden, o an bir karar ver…
ve başla.
“İnsanın kendini yenmesi, en zor ama en onurlu savaştır.”
— Platon