Priv@te_reflection
Jüpiter Yolcusu
- Katılım
- 18 Ocak 2023
- Mesajlar
- 285
- Tepki puanı
- 221
- Puanları
- 76
Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken aklıma takılan bir soru oldu: Acaba cinsel uyarım hissetmiyorsak erkekliğimizi mi yitiriyoruz? Nofap gibi alışkanlıkları bırakma sürecinde bazen krizlerden kaçınmaya çalışıyoruz. Ancak krizlerin hiç gelmemesi ya da cinsel dürtülerin zayıflaması, erkekliğimizle ilgili bir sorun anlamına mı geliyor? Bu konuda kafa karışıklıkları olabiliyor.
Arkadaşım, cinsel istek hissetmemenin, erkekliğin zayıflaması ya da "menopoz" benzeri bir durum olduğunu ima ederek durumu hafife aldı. Ona göre cinsel uyarım olmuyorsa bu bir eksiklik belirtisi. Ancak ben bu görüşe katılmıyorum. Cinsel istek duymuyor olmak, kişinin erkekliğini ya da doğasını kaybettiği anlamına gelmez. Üstelik cinselliği hissetmek, bunu her seferinde fiziksel olarak dışa vurmak zorunda olduğumuz anlamına da gelmiyor.
Cinsel enerjiyi farklı şekillerde yönlendirmek de mümkün. Tıpkı öfkenin hırsa dönüştürülebilmesi gibi, cinsel enerji de yaratıcı, üretken ya da manevi bir forma dönüştürülebilir. Cinsel dürtülerin kontrol edilmesi, kişinin iradesini güçlendirdiğini ve daha dengeli bir yaşam sürmesine katkı sağladığını düşünüyorum.
Ayrıca, bu tür dürtüleri kontrol etmek, kişinin sadece kendisine değil, çevresine ve ilişkilerine de saygı duymasını sağlar. Sürekli anlık hazların peşinden gitmek yerine, daha derin ve anlamlı bağlar kurmak daha tatmin edici olabilir.
Peki, sizin bu konuda düşünceleriniz nedir? Sizce cinsel isteklerin kontrolü, insanın doğasına aykırı mı, yoksa bu enerji doğru yönlendirildiğinde hayatı daha anlamlı kılabilir mi?
Arkadaşım, cinsel istek hissetmemenin, erkekliğin zayıflaması ya da "menopoz" benzeri bir durum olduğunu ima ederek durumu hafife aldı. Ona göre cinsel uyarım olmuyorsa bu bir eksiklik belirtisi. Ancak ben bu görüşe katılmıyorum. Cinsel istek duymuyor olmak, kişinin erkekliğini ya da doğasını kaybettiği anlamına gelmez. Üstelik cinselliği hissetmek, bunu her seferinde fiziksel olarak dışa vurmak zorunda olduğumuz anlamına da gelmiyor.
Cinsel enerjiyi farklı şekillerde yönlendirmek de mümkün. Tıpkı öfkenin hırsa dönüştürülebilmesi gibi, cinsel enerji de yaratıcı, üretken ya da manevi bir forma dönüştürülebilir. Cinsel dürtülerin kontrol edilmesi, kişinin iradesini güçlendirdiğini ve daha dengeli bir yaşam sürmesine katkı sağladığını düşünüyorum.
Ayrıca, bu tür dürtüleri kontrol etmek, kişinin sadece kendisine değil, çevresine ve ilişkilerine de saygı duymasını sağlar. Sürekli anlık hazların peşinden gitmek yerine, daha derin ve anlamlı bağlar kurmak daha tatmin edici olabilir.
Peki, sizin bu konuda düşünceleriniz nedir? Sizce cinsel isteklerin kontrolü, insanın doğasına aykırı mı, yoksa bu enerji doğru yönlendirildiğinde hayatı daha anlamlı kılabilir mi?