SlaveToMaster
Münzevi Adam
Bu yazıyı bu sabah ölümüyle şok yaşadığım güzel muhabbet kuşumuz, canımızın yarısı Cankuş'a ithaf ediyorum.
Hepimiz bir şekilde bu hayata gözlerimizi açıyoruz. Kimimiz iyi bir çevrede yetişiyor, kimimiz kötü bir çevrede. Kimimiz rezil alışkanlıkların esiri oluyor, kimimiz bu alışkanlıklardan kurtulup güzel bir hayat yaşıyor. Ne yaptığının hiçbir önemi yok, hepimizin sonu o toprak oluyor.
Bazılarımız sonuna kadar bekar/bakir yaşıyor, bazılarımız sağlıklı bir cinsel hayat sahibi oluyor. Bazılarımız köküne kadar nefret dolu biri oluyor, bazılarımız hayata daha olumlu bir pencereden bakıyor. Hiçbir önemi yok, sonumuz kara toprak.
Bazılarımız kendini geliştirme konusunda bitmek bilmeyen bir azme sahip oluyor, bazılarımız câhil cühela yaşayıp gidiyor. Kendini geliştiren de ölüyor, cahil kalan da ölüyor.
Bazılarımız mutluluğu soyut tanımlıyor, bazılarımız da maddiyatçı bir açıdan tanımlıyor. Bazılarımız bu hayatta daha dayanıklı oluyor, bazılarımız da çok çabuk yıkılabilen biri oluyor. Ne önemi var ki? İkisi de ölecek sonuçta.
Sonuçta hepimiz ölüyoruz, değil mi? Peki ya sen nasıl bir şekilde ölmek isterdin? Madem her şekilde öleceğiz, o zaman bu hayatın tadını çıkarmış biri olarak ölelim.
İşte güzel kuşum Cankuş da tam olarak böyle bir hayat yaşadı. Çok şanslı bir kuştu. Bakılmadığı bir gün yoktu. Ölümünden 1 gün önce bile cıvıl cıvıl ötüyordu, dışarıdaki kuşlara cevap veriyordu. Kim bilebilirdi ki öleceğini? Hiçbir şekilde öyle olacağını belli etmedi bile. 10 yıl yaşadı. Daha 3 gün önce doğum günüydü. 10 yaşından 3 gün alabildi sadece. O, bana sorarsanız, görevini eksiksiz bir şekilde yerine getirdi. Çok sağlıklıydı (yani bize öyle gelmişti en azından). Hiç mucizelere inanan biri değilim ama bir mucize olsa da tekrar canlansa istiyorum.
Tamam, başkalarının hayatından da ders çıkarmamız lazım ama hayvanların hayatından daha çok ders çıkarılır bana sorarsanız. Onlar bu işin felsefesini yapıyor yaşadıkları sürece. Bence öğreneceğimiz daha çok şey var...
Yattığın yerde mutlu ol, Cankuş. Sana söz veriyorum ki hayatımı yoluna sokacağım. Bir daha boş bir hayat yaşamayacağım.
Hepimiz bir şekilde bu hayata gözlerimizi açıyoruz. Kimimiz iyi bir çevrede yetişiyor, kimimiz kötü bir çevrede. Kimimiz rezil alışkanlıkların esiri oluyor, kimimiz bu alışkanlıklardan kurtulup güzel bir hayat yaşıyor. Ne yaptığının hiçbir önemi yok, hepimizin sonu o toprak oluyor.
Bazılarımız sonuna kadar bekar/bakir yaşıyor, bazılarımız sağlıklı bir cinsel hayat sahibi oluyor. Bazılarımız köküne kadar nefret dolu biri oluyor, bazılarımız hayata daha olumlu bir pencereden bakıyor. Hiçbir önemi yok, sonumuz kara toprak.
Bazılarımız kendini geliştirme konusunda bitmek bilmeyen bir azme sahip oluyor, bazılarımız câhil cühela yaşayıp gidiyor. Kendini geliştiren de ölüyor, cahil kalan da ölüyor.
Bazılarımız mutluluğu soyut tanımlıyor, bazılarımız da maddiyatçı bir açıdan tanımlıyor. Bazılarımız bu hayatta daha dayanıklı oluyor, bazılarımız da çok çabuk yıkılabilen biri oluyor. Ne önemi var ki? İkisi de ölecek sonuçta.
Sonuçta hepimiz ölüyoruz, değil mi? Peki ya sen nasıl bir şekilde ölmek isterdin? Madem her şekilde öleceğiz, o zaman bu hayatın tadını çıkarmış biri olarak ölelim.
İşte güzel kuşum Cankuş da tam olarak böyle bir hayat yaşadı. Çok şanslı bir kuştu. Bakılmadığı bir gün yoktu. Ölümünden 1 gün önce bile cıvıl cıvıl ötüyordu, dışarıdaki kuşlara cevap veriyordu. Kim bilebilirdi ki öleceğini? Hiçbir şekilde öyle olacağını belli etmedi bile. 10 yıl yaşadı. Daha 3 gün önce doğum günüydü. 10 yaşından 3 gün alabildi sadece. O, bana sorarsanız, görevini eksiksiz bir şekilde yerine getirdi. Çok sağlıklıydı (yani bize öyle gelmişti en azından). Hiç mucizelere inanan biri değilim ama bir mucize olsa da tekrar canlansa istiyorum.
Tamam, başkalarının hayatından da ders çıkarmamız lazım ama hayvanların hayatından daha çok ders çıkarılır bana sorarsanız. Onlar bu işin felsefesini yapıyor yaşadıkları sürece. Bence öğreneceğimiz daha çok şey var...
Yattığın yerde mutlu ol, Cankuş. Sana söz veriyorum ki hayatımı yoluna sokacağım. Bir daha boş bir hayat yaşamayacağım.
Son düzenleme: