Skirmisher
Jüpiter Yolcusu
Herkese iyi akşamlar, uzun süredir sitede aktiflik göstermemiş hatta siteye aylar sonra bir veda yazısı atmak için gelme kararı almıştım. Bilmeyenler için aslında 2019'a kadar dayanan bir geçmişim var sitede (NF-TR'den kalanlara selamlar) fakat bugün itibariyle yollarımızı ayırmak durumundayız. Bu siteye öncesinde bir hayat borçluyum, eğer Nofap olmasaydı muhtemelen yıllar önce i*tihar ederdim. Nofap ile birlikte (tam olarak Nofap ile birlikte denemez) kendi hayatıma bambaşka bir yol çizdim, hala kusurları var ve hala mükemmel değil hayatım ancak bundan 4-5 yıl önce bırakın bu noktaya gelmeyi, hayalini bile kurmak ütopik geliyordu. Sitede Red Pill üzerine insanlara çok fazla tavsiyeler verdim, elimden geldiğince Neverfap ailesine yardımcı oldum ve siteden çok fazla konu öğrendim, belli sayıda insanda tanıştım. Bu yazı bir teşekkür mahiyetinde yazılmıştır, keyifli okumalar dilerim...
PMO ÖNCESİ VE BAŞLANGIÇ
Çocukluğumun çoğu ailemle birlikte, sayılı arkadaşlarla ya da büyük oranda yalnız geçti. Hocalarım tarafından parmakla gösterilirken öğrenciler tarafından pek sevilmeyen bir arkadaştım, çok ufak bir arkadaş grubum vardı ve onlarla takılırdım ancak onlarla geçirdiğim vakitlerde ne oyunlar oynardık, ne anılarımız birikmiştir birlikte. Annem biraz beni pamuklara sararak büyüttü, sonuçta anne baba ayrıydı. Üvey babamı hep öz babamın yerine koydum, üvey annemden ise hep nefret ettim çocukken. Zorbalığı dibine kadar yaşadım, kimi yerde kavga etmekten ve lafımı koymaktan çekinmedim o zamanlarda. Ailem kavga etmekten uzak durmamı söylerdi, hiç değilse çoğu zaman kavgaları başlatan ben olmadım. 11 yaşındayken (6.sınıf başı) bir kıza çok aşık oldum ve 5.sınıfı silik bir şekilde geçiren ben, bir anda kızın gözüne girebilmek için derslere asılmıştım, kibrim tavan yapmıştı ve kibrin getirdiği sonuçlar ile birlikte yalancı bir çocuğa dönüştüm, başım sıkışınca yalan söylüyordum. O kız beni görmezken, umursamazken ben yeni sınıfımda başlarda sevilirken sonradan it kopuğun bile yanında durmadığı hatta kızların iğrendiği, en saldırgan erkeğin bile korktuğu bir adama dönüşmüştüm. Hayatımda ilk dayağımı bir hocadan saldırgan bir erkeğin annesine küfür ettiğim için yedim. Zorbalıkların neden şiddetini devam ettirerek arttığını anlayamıyordum ve bu beni mutsuz bir birey yaptı. Sonrasında PMO ile tesadüfen tanıştım ve 8.sınıfta PMO batağına düştüm, bir fen lisesine kapağı atmış bile olsam senenin sonunda psikolojik olarak daha o zamanlarda yalnızlığa gömülmüş, defterlerine düzenli not tutan ve çizimleriyle iki arkadaşı hariç kimsesi olmayan biriydim. TEOG zamanlarında tanıştığım bir zorbadan şu yorumu duymuştum kendime dair: "Skirmisher her birimizden daha zeki bir adam ancak çok alıngan biri ve insanları daima yanlış yorumluyor." Bunu söyleyen zorbayı yıllarca unutmadım zira kendimden ne kadar emin olursam olayım, bir yerlerde doğru olabileceğinin şüphesine düşmüştüm. Ortaokulda bir başka kişi de benzerini söylemişti: "Yanlış yorumluyorsun olayları ve unutma, bazen tek bir yanlış, insanın dünyasını yok edebilir."
Tatilde hoşlandığım kızı kendime bir yolunu bulup çekmiştim, buluşmalara başlamıştık. Her gün konuşuyorduk ancak malum ilk tecrübe, her gün konuşmayı da bir halt sanıyordum, hiç mi tatilde meşgalen olmaz kitap okumak ve bu kızla konuşmak hariç (bir de PMO). Git yazılım öğren, dil öğren, belgesel seyret. YOK ARKADAŞIM, ille de bu kızla yatmam lazım. Yaş 14-15, delilik gibi geliyor şu an. Sonra ortak bir arkadaşımız sanıyorum bir şeyler fısıldadı ki kız bir anda "Bizden olmaz Skirmisher, bir süre görüşmeyelim" dedi, ben de konser bileti ayarlamaya çalışıyorum ikimize o an. Ağlamaya başladım telefonu kapatınca, günlerce uyuyamıyorum. Onu da mı kaybettim diye depresyona giriyorum, halbuki lisede neler neler çıkacak karşıma. Çok ağır bir ONEitis örneğini çok erken yaşta yaşıyorum ve bende geri dönüşü olmayan bir hasar bırakıyor bende zamanla.
LİSE VE PMO
Lisedeki sınıf arkadaşlarım bakınca kafası çalışan, belli bir eğitim seviyesinde kişiler ancak bir sorun var, psikolojik buhranın çok ağır yaşandığı zamanlardayım ve en başta bilgim ve kişiliğimle ilgi çekebilecekken, geçmişin travmasından kurtulabilecekken o insanları da yanlış anlayıp saldırganlaşıyorum. O tek bir kızı bir yandan özlüyorum ancak onuruma da yediremiyorum ulaşmayı, zamanla diğer insanlar benden uzak durmaya başlıyor. O kıza ulaşıyorum sonra, arkadaş oluyoruz ancak geçmişteki kız yok artık; o eski sevgi dolu, ilgilenen kız kalmamış ortada. Toksiklik akan bir hiçi uzun süre sevgililiğe dönüştürmeye çalışıyorum, oysa her geçen gün ne kızlarla tanışıyorum. Bir şeyler her şekilde yanlış ve psikolojik yardım alamıyorum, en sonunda ailemi ikna ediyorum ve çocuklukta bir dönem gittiğim psikoloğa tekrar görünüyorum. Sende "Asperger Sendromu" vardı diyor (otizm spektrum bozukluğu), açıklıyor durumu işte: Aşırı boyutlarda bencilliğin, olayları farklı algılaman oradan geliyor vesaire vesaire. O aralar tabii PMO günde 3-4 kere ve ben bunu doktora açamıyorum zira bence bir sıkıntı yok ortada. Yok tabii (!)
Derslerim gitgide düşmeye başlıyor, hocalar şikayetçi, ailem çaresiz durumda (abartılı oldu). Benim PMO 6-7'ye çıkmış durumda, deli dehşet kilo alıyorum ve pis bir herifim. Eve gelir gelmez PMO, derslere bakacak gücüm yok, baksam bile kafa almıyor. Kimseyle konuşmuyorum o hoşlandığım kız hariç, o zaten sürekli kafamı meşgul ediyor acaba başkasıyla mı birlikte falan diye. Uzak ilişkiden medet umulmaz arkadaşlar, öğrenin bunu. Kız kendini benim onu düşündüğüm kadar düşünmüyordur bahse varım. Ailemle aram hiç kötüleşmezken kötüleşiyor, kaçışı yine PMO'da buluyorum. En yakın arkadaşlarım uzakta, okulda yine arkadaşlarım var ancak hiçbir yere beni çağırmıyorlar. Sınıfta zaten uzak duruyorlar benden ki sınıfımın en kötüsüyüm. Hoşlandığım kızla bir tartışma sonrası sepetliyor beni ve engelliyor, bunu bir yıl önce ben yapmalıydım ona, meğerse değerim yokmuş. Aldı beni daha da ağır bir depresyon ve dışarıda yeme bağımlılığı, her gün şehir içinde döner yiyorum ancak bir de evdeki yemeği yiyorum. İyice kilo almışım o zamanlar ve kıçı kaldıramıyorum. O aralar benden bir kız hoşlanıyor işte ama kız bir ülke olsa metre kare başına red flag düşer, öyle korkunç birisi ve patolojik seviyede yalancı biri. Okulda sırf babasının makamı için tutuyorlar onu işte, bana abayı yakıyor; bende yokluktan çıkıyorum ama gösterip elletmeyen birisi, HER ALLAH'IN KULU bu kızı bırak diyor, hocalar bile. Sonum b*k belli ama lisenin verdiği mallık da apayrı bir boyut, bir ümit dünyası. Sigarası var, yalanı var, kavgası var; hatırladıkça iğreniyorum. Ben derece öğrencisi olarak girdiğim okulda bu denli mi düştüm diye sormak aklıma gelmiyor ve lise sonda bu kız da sepetliyor beni. Dert edecek durumum yok zira YKS senesi ve Aralık sonunda AYT'ye başlayamamışım, TYT'de sürünüyorum hala. Hiç arkadaşım kalmıyor, o zamana kadar çok kez intiharı düşünen ben artık icraata geçecek duruma geliyorum. O zamana kadar ot gibi yaşayan beni bir endişe alıyor, hep böyle mi gidecek diye, hep böyle mal mı kalacağım, hep böyle pis mi olacağım; hep ben, bu ben mi kalacağım diye. En son bir şekilde Nofap'e rastlıyorum, reddit'te falan okuyorum ve diyorum ki yeni hayatımın başlangıcı bugün olmalı.
Mezuniyeti vesaire kısa keseceğim, mezuna kalma kararım kesin bir sene, baloda benden tiksinen bir kızla dans ediyorum ve sınav sonrası HERKESLE bağımı koparıyorum. Red flag hatunun hayatında zaten 25 yaşında bir adam varmış, kızın dostu söylemişti, kıza ana avrat sövüp hocalardan şamarımı yiyip oturuyorum en son. İntikam diyeceğim fakat kendime öfkem epey büyük ve kurtarılması gereken bir hayatım var.
MEZUN VE HAZIRLIK YILI
Mezun senesinde başka şehirdeyim, ilk önceliğim düzenli psikolojik tedavi ve kiloyu vermek. Kiloyu çok hızlı bir şekilde veriyorum spor ve diyetle, derslerim hızla yükselişe geçiyor ve yıllar içinde körelmiş insan ilişkilerimi toparlıyorum. Sosyal anksiyete Nofap'e karşın çok uç seviyelerde ve 60'lı günlere kadar anksiyete peşimi bırakmıyor. Tanıştığım kızlar var ancak biri hariç ilgimi çekmiyor, ilgimi çeken kız ise sınıftan birine aşık. Çocuk gibi aşığım kıza, kız ise parmağında deli dehşet oynatacak beni belli, gidişat b*k gibi dediğim an açılıyorum. Açılma falan ama böyle ne Fransız ne İtalyan ne Türk ne Alman şairler böyle açılmış, edebiyat yapıyorum ama kızın dediği tek şey şu: "Skirmisher, ben seni arkadaşım olarak görüyorum." Rahatlıyorum ama arkadaş kalmaya içim elvermese bile kalıyorum zira sınıfta taraflaşma olacaktı doğal olarak. Lan bir şeyler yine yanlış, ben arzu dinamiğini mi beceremiyorum derken üç ay sonra başka bir kız beni reddediyor, açılman ani oldu diye. Anlık bir soğuma, kavga derken o da bitiyor. O aralar da sigaraya gömülüyorum, süreç 90'ı geçmiş ama sevinemiyorum zira i*tihar fikri yine bırakmıyor. Sınavda daha iyi bir sonuç çıkıyor ama tıp değil, yine de bir bölüme giriyorum.
Hazırlık COVID sonucu online, üniversite lise veya mezun gibi değil, çok çeşit insan var, topluluk var vs derken arkadaş alemlerine ve online oyun oynamalara, Discord'a dalıyorum. Dersleri çalışırken yazılım falan öğreniyorum işte, kitap okumaları falan devam. Sonra iki kızla grup kuruyoruz ve her hafta dizi-film yapıyoruz, sohbet-muhabbet dönerken kızın başlarda ilgisi olduğunu fark ediyorum. Flört etmeyi pek beceremeyen ya da karşılık alamayan ben için muhteşem bir olay fakat yakınlaştıktan iki ay sonra aşık oluyorum ama bu seferki kızı ne yüzyüze görmüşüm ne bir şey. Malım işte! Açılıyorum salak gibi bir gün ama içten içe de "Yine aynı boka batacak gibiyim" diyorum ve öyle de oluyor, arkadaş kalalım diyor. Olmaz diyorum ve görüşmüyorum bir daha. İçim rahat yine fakat eminim bir şeyleri yanlış yaptığıma. Çok yakın arkadaşımdı gitti ancak onur bende kaldı derken kız bir gün yazıyor, senden olur diye. Tam kapanma sonrası görüşüyoruz, böyle ilk deneyimler falan yaşanıyor süreçte ama bir anda o da beni sepetledi, her şey için üzgünüm ama bu benimle alakalı bir şey diyerek. ÇILDIRACAĞIM! Üçüncü girdiğim sınavda tıp tutmasa hakikaten sona gelmiştim. O aralar Red Pill ile karşılaşıyorum, hayatımın ikinci dönüm noktası orası...
ÜNİVERSİTE YILLARI-YURT DIŞI VE "BİRİ"
Tıbbı kazanınca özgüven arttı ancak 600 civarı günlük sürecimi de bozup eski düzene doğru ufaktan yol alıyorum. İlk senemin ilk yarısı datelere falan çıkıyorum, müsrifçe para harcıyorum (zamanında kazandığım para) ve topluluklarda görev alıyorum. Red Pill'ı dinlemek iyi geliyor ve geleceği olmayan ilişkiler için "Seninle uğraşamam" diyebiliyorum zamanla. ONEitis durumu nedeniyle dateler de aslında zevk vermiyor, benim açımdan zevkli değil. Daha fazla tecrübe edineyim derken bir yandan dersler ve bir yandan hayat koşuşturmacası, tabii ki çuvallıyorum ve ikinci yarı da verdiğim tüm kiloyu alacak şekilde depresyona giriyorum, yurt odamdan çıkamayacak noktaya geliyorum ve dersleri aksatmamaya çalışırken bir anda ders ortasında uyuyakalıyordum. O aralar bir kızla tanıştım ve zaman içerisinde görüşmeleri sıklaştırdık. Haftada iki gün beraber takılıyorduk ve birbirimizi tanıyorduk. Ortak arkadaşlarımız da vardı fakat o ve ben birlikte takılmayı daima tercih etmiştik. Bu sefer bir ilişki için acele etmeyecektim.
İkinci sınıfta okulun yüksek statülü topluluklarından birinde koordinatör olmuştum ve çok farklı insanlarla tanışmıştım. Derslerim biraz aksasa bile götürüyordum hayatımı denge içerisinde, o kız ile hala görüşüyordum ve bir şekilde ilişkimiz kopmamış hatta aşk noktasına kadar gelmişti. Sene boyunca etkinlikler organize ettik, saygınlığım artıyor, bilgime bilgi katıyordum. Dünyaya karşı daima stoik bir duruş geliştiriyor, tedavimi aksatmıyor ve derdimi pasif agresif bir şekilde değil, açıkça söylüyordum. "Biri" bana aşırı yardımcı oldu, otizmli oluşumdan ötürü bana her daim gizli bir saygı ve hayranlık besledi. Onu yanıma davet ettim, o 21 yaşında tanıştığı gençle 22 yaşında tanıştığı erkek adam arasında gece ile gündüz kadar fark vardı. "Bulamam senin gibi birini" dedi ve o gün ona aşık oldum, karşılıklıydı hislerimiz. Şu anda 5 aydır ilişki içerisindeyim ve kız ailesinin yanına gidip ben eve döndüğümde "Sevgi böyle bir şeymiş" diyerek ağlamıştım. Yıllardır öyle ağlamıyordum, için için ve huzurla dolarak.
Yurt dışına çıktım bu sene, farklı tecrübeler edindim, Asperger sendromunun getirdiği anksiyete yıllar içerisinde kalmadı hatta nörotipik bireyler kadar iyi sosyal olabilen, dostları olan, disiplini oturmuş bir bireye dönüştüm. Yüzlerce kitap, sayısız dergi ve müzik, bir enstrüman, iki dil ve belli sayıda podcast, film taradım. Türkiye'nin farklı yerlerini ve yurt dışını tek başıma, arkadaşlarımla veya sevgilimle gezdim. Hayatımı artık kazanmıştım, her ne kadar bazı yerlerde geri dönüşü olmayan eylemlerim olmuş olsa da. Dibin dibinden çıkmışım be dostlarım ve zirvede olmasam dahi hiç değilse geçmişi bağışlamış ve gülerek anabiliyorum.
SON
Sonuç olarak Skirmisher'ın son sözleri ve hikayesi budur. Konuşmayı unutmuş, yataktan çıkamayan bir adamın bu denli ilerlemesine tanıklık ettiniz ve umarım yazıdan memnun kalmışsınızdır. Bu hesap üç gün içerisinde artık aktif olarak kullanılmayacaktır, her türlü sorunuzu yanıtlayabilirim. Buraya kadar okuyan herkese ve Neverfap ailesine teşekkürü borç bilirim, iyi ki varsınız!
NOT: Annem ve üvey babama benden asla vazgeçmedikleri için ve sevgilime ne koşulda olursam olayım beni bırakmadığı, zorla sigarayı bıraktırdığı ve bu hayatta belki de çok nadir hissettiğim bir duyguyu tekrardan yaşattığı için sonsuz müteşekkirim. Onlar olmasaydı özellikle yine bir noktaya gelirdim ancak bu noktaya gelemezdim.
PMO ÖNCESİ VE BAŞLANGIÇ
Çocukluğumun çoğu ailemle birlikte, sayılı arkadaşlarla ya da büyük oranda yalnız geçti. Hocalarım tarafından parmakla gösterilirken öğrenciler tarafından pek sevilmeyen bir arkadaştım, çok ufak bir arkadaş grubum vardı ve onlarla takılırdım ancak onlarla geçirdiğim vakitlerde ne oyunlar oynardık, ne anılarımız birikmiştir birlikte. Annem biraz beni pamuklara sararak büyüttü, sonuçta anne baba ayrıydı. Üvey babamı hep öz babamın yerine koydum, üvey annemden ise hep nefret ettim çocukken. Zorbalığı dibine kadar yaşadım, kimi yerde kavga etmekten ve lafımı koymaktan çekinmedim o zamanlarda. Ailem kavga etmekten uzak durmamı söylerdi, hiç değilse çoğu zaman kavgaları başlatan ben olmadım. 11 yaşındayken (6.sınıf başı) bir kıza çok aşık oldum ve 5.sınıfı silik bir şekilde geçiren ben, bir anda kızın gözüne girebilmek için derslere asılmıştım, kibrim tavan yapmıştı ve kibrin getirdiği sonuçlar ile birlikte yalancı bir çocuğa dönüştüm, başım sıkışınca yalan söylüyordum. O kız beni görmezken, umursamazken ben yeni sınıfımda başlarda sevilirken sonradan it kopuğun bile yanında durmadığı hatta kızların iğrendiği, en saldırgan erkeğin bile korktuğu bir adama dönüşmüştüm. Hayatımda ilk dayağımı bir hocadan saldırgan bir erkeğin annesine küfür ettiğim için yedim. Zorbalıkların neden şiddetini devam ettirerek arttığını anlayamıyordum ve bu beni mutsuz bir birey yaptı. Sonrasında PMO ile tesadüfen tanıştım ve 8.sınıfta PMO batağına düştüm, bir fen lisesine kapağı atmış bile olsam senenin sonunda psikolojik olarak daha o zamanlarda yalnızlığa gömülmüş, defterlerine düzenli not tutan ve çizimleriyle iki arkadaşı hariç kimsesi olmayan biriydim. TEOG zamanlarında tanıştığım bir zorbadan şu yorumu duymuştum kendime dair: "Skirmisher her birimizden daha zeki bir adam ancak çok alıngan biri ve insanları daima yanlış yorumluyor." Bunu söyleyen zorbayı yıllarca unutmadım zira kendimden ne kadar emin olursam olayım, bir yerlerde doğru olabileceğinin şüphesine düşmüştüm. Ortaokulda bir başka kişi de benzerini söylemişti: "Yanlış yorumluyorsun olayları ve unutma, bazen tek bir yanlış, insanın dünyasını yok edebilir."
Tatilde hoşlandığım kızı kendime bir yolunu bulup çekmiştim, buluşmalara başlamıştık. Her gün konuşuyorduk ancak malum ilk tecrübe, her gün konuşmayı da bir halt sanıyordum, hiç mi tatilde meşgalen olmaz kitap okumak ve bu kızla konuşmak hariç (bir de PMO). Git yazılım öğren, dil öğren, belgesel seyret. YOK ARKADAŞIM, ille de bu kızla yatmam lazım. Yaş 14-15, delilik gibi geliyor şu an. Sonra ortak bir arkadaşımız sanıyorum bir şeyler fısıldadı ki kız bir anda "Bizden olmaz Skirmisher, bir süre görüşmeyelim" dedi, ben de konser bileti ayarlamaya çalışıyorum ikimize o an. Ağlamaya başladım telefonu kapatınca, günlerce uyuyamıyorum. Onu da mı kaybettim diye depresyona giriyorum, halbuki lisede neler neler çıkacak karşıma. Çok ağır bir ONEitis örneğini çok erken yaşta yaşıyorum ve bende geri dönüşü olmayan bir hasar bırakıyor bende zamanla.
LİSE VE PMO
Lisedeki sınıf arkadaşlarım bakınca kafası çalışan, belli bir eğitim seviyesinde kişiler ancak bir sorun var, psikolojik buhranın çok ağır yaşandığı zamanlardayım ve en başta bilgim ve kişiliğimle ilgi çekebilecekken, geçmişin travmasından kurtulabilecekken o insanları da yanlış anlayıp saldırganlaşıyorum. O tek bir kızı bir yandan özlüyorum ancak onuruma da yediremiyorum ulaşmayı, zamanla diğer insanlar benden uzak durmaya başlıyor. O kıza ulaşıyorum sonra, arkadaş oluyoruz ancak geçmişteki kız yok artık; o eski sevgi dolu, ilgilenen kız kalmamış ortada. Toksiklik akan bir hiçi uzun süre sevgililiğe dönüştürmeye çalışıyorum, oysa her geçen gün ne kızlarla tanışıyorum. Bir şeyler her şekilde yanlış ve psikolojik yardım alamıyorum, en sonunda ailemi ikna ediyorum ve çocuklukta bir dönem gittiğim psikoloğa tekrar görünüyorum. Sende "Asperger Sendromu" vardı diyor (otizm spektrum bozukluğu), açıklıyor durumu işte: Aşırı boyutlarda bencilliğin, olayları farklı algılaman oradan geliyor vesaire vesaire. O aralar tabii PMO günde 3-4 kere ve ben bunu doktora açamıyorum zira bence bir sıkıntı yok ortada. Yok tabii (!)
Derslerim gitgide düşmeye başlıyor, hocalar şikayetçi, ailem çaresiz durumda (abartılı oldu). Benim PMO 6-7'ye çıkmış durumda, deli dehşet kilo alıyorum ve pis bir herifim. Eve gelir gelmez PMO, derslere bakacak gücüm yok, baksam bile kafa almıyor. Kimseyle konuşmuyorum o hoşlandığım kız hariç, o zaten sürekli kafamı meşgul ediyor acaba başkasıyla mı birlikte falan diye. Uzak ilişkiden medet umulmaz arkadaşlar, öğrenin bunu. Kız kendini benim onu düşündüğüm kadar düşünmüyordur bahse varım. Ailemle aram hiç kötüleşmezken kötüleşiyor, kaçışı yine PMO'da buluyorum. En yakın arkadaşlarım uzakta, okulda yine arkadaşlarım var ancak hiçbir yere beni çağırmıyorlar. Sınıfta zaten uzak duruyorlar benden ki sınıfımın en kötüsüyüm. Hoşlandığım kızla bir tartışma sonrası sepetliyor beni ve engelliyor, bunu bir yıl önce ben yapmalıydım ona, meğerse değerim yokmuş. Aldı beni daha da ağır bir depresyon ve dışarıda yeme bağımlılığı, her gün şehir içinde döner yiyorum ancak bir de evdeki yemeği yiyorum. İyice kilo almışım o zamanlar ve kıçı kaldıramıyorum. O aralar benden bir kız hoşlanıyor işte ama kız bir ülke olsa metre kare başına red flag düşer, öyle korkunç birisi ve patolojik seviyede yalancı biri. Okulda sırf babasının makamı için tutuyorlar onu işte, bana abayı yakıyor; bende yokluktan çıkıyorum ama gösterip elletmeyen birisi, HER ALLAH'IN KULU bu kızı bırak diyor, hocalar bile. Sonum b*k belli ama lisenin verdiği mallık da apayrı bir boyut, bir ümit dünyası. Sigarası var, yalanı var, kavgası var; hatırladıkça iğreniyorum. Ben derece öğrencisi olarak girdiğim okulda bu denli mi düştüm diye sormak aklıma gelmiyor ve lise sonda bu kız da sepetliyor beni. Dert edecek durumum yok zira YKS senesi ve Aralık sonunda AYT'ye başlayamamışım, TYT'de sürünüyorum hala. Hiç arkadaşım kalmıyor, o zamana kadar çok kez intiharı düşünen ben artık icraata geçecek duruma geliyorum. O zamana kadar ot gibi yaşayan beni bir endişe alıyor, hep böyle mi gidecek diye, hep böyle mal mı kalacağım, hep böyle pis mi olacağım; hep ben, bu ben mi kalacağım diye. En son bir şekilde Nofap'e rastlıyorum, reddit'te falan okuyorum ve diyorum ki yeni hayatımın başlangıcı bugün olmalı.
Mezuniyeti vesaire kısa keseceğim, mezuna kalma kararım kesin bir sene, baloda benden tiksinen bir kızla dans ediyorum ve sınav sonrası HERKESLE bağımı koparıyorum. Red flag hatunun hayatında zaten 25 yaşında bir adam varmış, kızın dostu söylemişti, kıza ana avrat sövüp hocalardan şamarımı yiyip oturuyorum en son. İntikam diyeceğim fakat kendime öfkem epey büyük ve kurtarılması gereken bir hayatım var.
MEZUN VE HAZIRLIK YILI
Mezun senesinde başka şehirdeyim, ilk önceliğim düzenli psikolojik tedavi ve kiloyu vermek. Kiloyu çok hızlı bir şekilde veriyorum spor ve diyetle, derslerim hızla yükselişe geçiyor ve yıllar içinde körelmiş insan ilişkilerimi toparlıyorum. Sosyal anksiyete Nofap'e karşın çok uç seviyelerde ve 60'lı günlere kadar anksiyete peşimi bırakmıyor. Tanıştığım kızlar var ancak biri hariç ilgimi çekmiyor, ilgimi çeken kız ise sınıftan birine aşık. Çocuk gibi aşığım kıza, kız ise parmağında deli dehşet oynatacak beni belli, gidişat b*k gibi dediğim an açılıyorum. Açılma falan ama böyle ne Fransız ne İtalyan ne Türk ne Alman şairler böyle açılmış, edebiyat yapıyorum ama kızın dediği tek şey şu: "Skirmisher, ben seni arkadaşım olarak görüyorum." Rahatlıyorum ama arkadaş kalmaya içim elvermese bile kalıyorum zira sınıfta taraflaşma olacaktı doğal olarak. Lan bir şeyler yine yanlış, ben arzu dinamiğini mi beceremiyorum derken üç ay sonra başka bir kız beni reddediyor, açılman ani oldu diye. Anlık bir soğuma, kavga derken o da bitiyor. O aralar da sigaraya gömülüyorum, süreç 90'ı geçmiş ama sevinemiyorum zira i*tihar fikri yine bırakmıyor. Sınavda daha iyi bir sonuç çıkıyor ama tıp değil, yine de bir bölüme giriyorum.
Hazırlık COVID sonucu online, üniversite lise veya mezun gibi değil, çok çeşit insan var, topluluk var vs derken arkadaş alemlerine ve online oyun oynamalara, Discord'a dalıyorum. Dersleri çalışırken yazılım falan öğreniyorum işte, kitap okumaları falan devam. Sonra iki kızla grup kuruyoruz ve her hafta dizi-film yapıyoruz, sohbet-muhabbet dönerken kızın başlarda ilgisi olduğunu fark ediyorum. Flört etmeyi pek beceremeyen ya da karşılık alamayan ben için muhteşem bir olay fakat yakınlaştıktan iki ay sonra aşık oluyorum ama bu seferki kızı ne yüzyüze görmüşüm ne bir şey. Malım işte! Açılıyorum salak gibi bir gün ama içten içe de "Yine aynı boka batacak gibiyim" diyorum ve öyle de oluyor, arkadaş kalalım diyor. Olmaz diyorum ve görüşmüyorum bir daha. İçim rahat yine fakat eminim bir şeyleri yanlış yaptığıma. Çok yakın arkadaşımdı gitti ancak onur bende kaldı derken kız bir gün yazıyor, senden olur diye. Tam kapanma sonrası görüşüyoruz, böyle ilk deneyimler falan yaşanıyor süreçte ama bir anda o da beni sepetledi, her şey için üzgünüm ama bu benimle alakalı bir şey diyerek. ÇILDIRACAĞIM! Üçüncü girdiğim sınavda tıp tutmasa hakikaten sona gelmiştim. O aralar Red Pill ile karşılaşıyorum, hayatımın ikinci dönüm noktası orası...
ÜNİVERSİTE YILLARI-YURT DIŞI VE "BİRİ"
Tıbbı kazanınca özgüven arttı ancak 600 civarı günlük sürecimi de bozup eski düzene doğru ufaktan yol alıyorum. İlk senemin ilk yarısı datelere falan çıkıyorum, müsrifçe para harcıyorum (zamanında kazandığım para) ve topluluklarda görev alıyorum. Red Pill'ı dinlemek iyi geliyor ve geleceği olmayan ilişkiler için "Seninle uğraşamam" diyebiliyorum zamanla. ONEitis durumu nedeniyle dateler de aslında zevk vermiyor, benim açımdan zevkli değil. Daha fazla tecrübe edineyim derken bir yandan dersler ve bir yandan hayat koşuşturmacası, tabii ki çuvallıyorum ve ikinci yarı da verdiğim tüm kiloyu alacak şekilde depresyona giriyorum, yurt odamdan çıkamayacak noktaya geliyorum ve dersleri aksatmamaya çalışırken bir anda ders ortasında uyuyakalıyordum. O aralar bir kızla tanıştım ve zaman içerisinde görüşmeleri sıklaştırdık. Haftada iki gün beraber takılıyorduk ve birbirimizi tanıyorduk. Ortak arkadaşlarımız da vardı fakat o ve ben birlikte takılmayı daima tercih etmiştik. Bu sefer bir ilişki için acele etmeyecektim.
İkinci sınıfta okulun yüksek statülü topluluklarından birinde koordinatör olmuştum ve çok farklı insanlarla tanışmıştım. Derslerim biraz aksasa bile götürüyordum hayatımı denge içerisinde, o kız ile hala görüşüyordum ve bir şekilde ilişkimiz kopmamış hatta aşk noktasına kadar gelmişti. Sene boyunca etkinlikler organize ettik, saygınlığım artıyor, bilgime bilgi katıyordum. Dünyaya karşı daima stoik bir duruş geliştiriyor, tedavimi aksatmıyor ve derdimi pasif agresif bir şekilde değil, açıkça söylüyordum. "Biri" bana aşırı yardımcı oldu, otizmli oluşumdan ötürü bana her daim gizli bir saygı ve hayranlık besledi. Onu yanıma davet ettim, o 21 yaşında tanıştığı gençle 22 yaşında tanıştığı erkek adam arasında gece ile gündüz kadar fark vardı. "Bulamam senin gibi birini" dedi ve o gün ona aşık oldum, karşılıklıydı hislerimiz. Şu anda 5 aydır ilişki içerisindeyim ve kız ailesinin yanına gidip ben eve döndüğümde "Sevgi böyle bir şeymiş" diyerek ağlamıştım. Yıllardır öyle ağlamıyordum, için için ve huzurla dolarak.
Yurt dışına çıktım bu sene, farklı tecrübeler edindim, Asperger sendromunun getirdiği anksiyete yıllar içerisinde kalmadı hatta nörotipik bireyler kadar iyi sosyal olabilen, dostları olan, disiplini oturmuş bir bireye dönüştüm. Yüzlerce kitap, sayısız dergi ve müzik, bir enstrüman, iki dil ve belli sayıda podcast, film taradım. Türkiye'nin farklı yerlerini ve yurt dışını tek başıma, arkadaşlarımla veya sevgilimle gezdim. Hayatımı artık kazanmıştım, her ne kadar bazı yerlerde geri dönüşü olmayan eylemlerim olmuş olsa da. Dibin dibinden çıkmışım be dostlarım ve zirvede olmasam dahi hiç değilse geçmişi bağışlamış ve gülerek anabiliyorum.
SON
Sonuç olarak Skirmisher'ın son sözleri ve hikayesi budur. Konuşmayı unutmuş, yataktan çıkamayan bir adamın bu denli ilerlemesine tanıklık ettiniz ve umarım yazıdan memnun kalmışsınızdır. Bu hesap üç gün içerisinde artık aktif olarak kullanılmayacaktır, her türlü sorunuzu yanıtlayabilirim. Buraya kadar okuyan herkese ve Neverfap ailesine teşekkürü borç bilirim, iyi ki varsınız!
NOT: Annem ve üvey babama benden asla vazgeçmedikleri için ve sevgilime ne koşulda olursam olayım beni bırakmadığı, zorla sigarayı bıraktırdığı ve bu hayatta belki de çok nadir hissettiğim bir duyguyu tekrardan yaşattığı için sonsuz müteşekkirim. Onlar olmasaydı özellikle yine bir noktaya gelirdim ancak bu noktaya gelemezdim.