Öncelikle şunu söyleyerek başlayayım: Sürecin bozulmasından pişman değilim çünkü başıma geleceğini çok iyi biliyordum.

Şimdi neler öğrendiğime gelirsek;

• Kesinlikle ama kesinlikle aklınıza şehvetli düşünceler getirmemeniz lazım. Münkünse bu düşüncelerin oluşmasına neden olacak herhangi bir şeyle aranıza ulaşılamayacak bir mesafe koymalısınız. Uygulama engelleyici olabilir mesela.
• Tek başına SR yapmak BİR İŞE YARAMIYOR. Bunu tekrar söylüyorum: Düz SR yapmak işe yaramıyor. Peki neden? Okuduğum bir bilgiye göre siz SR yaparken içinizdeki enerji büyümeye başlıyor ve o enerjinin bir şeylere dönüşmesi gerekiyor. Siz bir şeyler yapmadan durursanız o enerji harcanıyor kendiliğinden. Yani, o enerjiyi bir şeylere yönlendirmeniz lazım (sürecim bundan dolayı bozuldu; saçma sapan insanlarla yazışacağıma birkaç sayfa kitap okusaydım ya da YouTube'dan iktisatla ilgili şeyler izleseydim belki de bozulmayacaktı).
• Birilerinin size destek çıkması çok önemli. Yakınlarımız bilmediği için burada iş bu gruba düşüyor. Ben mesela bir şeyler izleyecek gibi olsaydım bu siteye makale çevirmeye yönelmeyi planlamıştım ama o an kolaya kaçmak (porno izlemek) bana zor ama zevkli olandan (makale çevirip katkıda bulunmak) daha uygulanabilir geldi. Burada "uygulanabilir" kelimesine dikkat çekmek istiyorum. Bir şey daha kolay diye bu o şeyi uygulamamız gerektiği anlamına gelmiyor. Tamam uygularsın ama bu senin zararına olacaksa uygulamaman gerektiğini bilirsin.
• SR yapıyorken teknoloji kullanımını sınırlandırmak gerekiyor. Bu madde benim kişisel görüşüm çünkü izlediğimiz o zararlı içeriklerin hepsi telefonun içinde ve o siteler virüs kaynıyor.

Tebrikler dostum, buradam bile bir anlam çıkarabilmek senin bu yolda emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor.

Evliyim, bir dönem 40 gün kadar SR yapabilmiştim. Tabi bunu yaparken cinsel ilişki yaşıyordum. Şehvetli düşünceler gelebilir bunu engelleyebileceğimizi düşünmüyorum, kendi kendine gelirse bir problem yok ama biz onu tetikleyecek davranışlarda bulunuyorsak zate sr değil süreci bozmaya gidiyoruzdur.

Ben içimde biriken enerjiyi yaratıcı bir şeylere yönlendiremediğim sürece SR süreçlerini bozmaktan bir pişmanlık duymam zira SR bir şeylerle meşgul olurken yapılması anlam bulan bir şey benim için. En çok fark ettiğim şey ise içimde fena bir azgınlık hissi oluştuğu oldu. Yani önüme çıkanla yapacak kadar vahşiydim. Mastürbasyon yapmam bunu yapmamı engellemiş olabilir diye de düşünmüyor değilim. İşte aklımda gerçekleştirmeyi düşündüğüm birkaç plan var kendimi geliştirmekle ilgili, onları yaparken zaten SR kendiliğinden olmuş olacak.

Cinsel enerjinin dönüştürülmesi kesinlikle edinilmesi gereken bir beceri, enerji fazlalığında insan yaratma enerjisini yönlendiremediğinde kötü yollara yönelebiliyor. Kanımca yaratma ile alakalı bir şeyler yapmak işe yarıyor, kitap yazmak, resim çizmek, iş kurmak vs. Bir de "başıma geleceğini biliyordum" yazmışsın. Bu düşünce zamanla şartlandırmaya dönüşebiliyor ve kendi kendini gerçekleştiren kehanet oluyor bence. İnsanın kendi beynini yıkamasının sayısız yolu var insan en çok bunu öğreniyor bağımlılıklarla mücadelesinde ve en çok kendisinin düşmanı olduğunu da öğreniyor. O yüzden kendimizi zaten kandırıyorsak niye iyi bir şekilde kandırmayalım ki? Başarılar dilerim.

Bodhissatva' Alıntı:

Cinsel enerjinin dönüştürülmesi kesinlikle edinilmesi gereken bir beceri, enerji fazlalığında insan yaratma enerjisini yönlendiremediğinde kötü yollara yönelebiliyor. Kanımca yaratma ile alakalı bir şeyler yapmak işe yarıyor, kitap yazmak, resim çizmek, iş kurmak vs. Bir de "başıma geleceğini biliyordum" yazmışsın. Bu düşünce zamanla şartlandırmaya dönüşebiliyor ve kendi kendini gerçekleştiren kehanet oluyor bence. İnsanın kendi beynini yıkamasının sayısız yolu var insan en çok bunu öğreniyor bağımlılıklarla mücadelesinde ve en çok kendisinin düşmanı olduğunu da öğreniyor. O yüzden kendimizi zaten kandırıyorsak niye iyi bir şekilde kandırmayalım ki? Başarılar dilerim.

Genişletmek için tıklayın ...

Evet, insanın kendini bir şeye kandırması son zamanlarda ilgilendiğim konulardan biri. Buna "self-hypnosis" deniyor zaten halihazırda ve Ron L. Hubbard gibi bir adamın başarısının altında kendini hipnoz edici telkinlerde bulunması yatıyor. Benim nihai hedeflerimden biri bir ya da birkaç alanda uzmanlaşıp insanlara hizmet sunmak (daha çok kendi ilgi duyduğum alanlarla ilgili şeylerde tabii ki de). Online ve offline bir marka oluşturmayı amaçladım, dolayısıyla buna göre şekillendirmem gerekiyor hayatımı da. Aslında gerçekte ne olduğundan çok insanlarda nasıl bir algı yarattığın daha önemli bir şey ki zaten ben de algının tek gerçeklik olduğunu düşünüyorum (yoksa "algı operasyonu" diye bir şey olmazdı bile; İkinci Dünya Savaşı'na kadar gidiyor bunun kökü).

Bugün babamla bir konu hakkında konuşurken sorduğu bir soruya çok yüzeysel bir cevap vermemin üzerine bana şunu dedi: "Sen zeki bir çocuksun, daha derin düşünmelisin. Gerekirse 2-3 adım ilerisini görerek cevaplayabiliyor olman lazım sorduğum soruları." Gerçekten de eksiğim yok fazlam var çoğu kişiden ve bir otodidakt olarak benim bağımlılık gibi zehirlerin pençesine düşmüyor olmam lazım (tabii Ouspensky'nin de dediği gibi Batı psikolojisi eksik ve hatalı ve insanlar sahip olduğu güçlerin birçoğunu kullanmadan bilinçsizce yaşıyor).

Evet, buradan kuantum fiziği ve mistisizme bile girilebilir üzerine düşünülürse, evren(yaşam) dediğimiz şey bizim algılarımız fikirlerimizi üzerine şekilleniyor. Bu yüzden algılarımızın efendisi olmazsak kölesi olabiliyoruz. Ve dediğin gibi çok büyük büyük bir "algı operasyonu"nun içerisindeyiz modern dünyada, sınırsız şey ilgimizi, odağımızı kendi amaçlarına hizmet ettirmek için manipüle etmeye çalışıyor.

Bodhissatva' Alıntı:

Evet, buradan kuantum fiziği ve mistisizme bile girilebilir üzerine düşünülürse, evren(yaşam) dediğimiz şey bizim algılarımız fikirlerimizi üzerine şekilleniyor. Bu yüzden algılarımızın efendisi olmazsak kölesi olabiliyoruz. Ve dediğin gibi çok büyük büyük bir "algı operasyonu"nun içerisindeyiz modern dünyada, sınırsız şey ilgimizi, odağımızı kendi amaçlarına hizmet ettirmek için manipüle etmeye çalışıyor.

Genişletmek için tıklayın ...

En basitinden şunu diyebilirim: Birkaç sene önce bir kızın ilgisini çekmek için sadece diğer erkeklerle mücadele etmek gerekirken (sadece tuşlu telefonların olduğu zamanlarda), bu şimdi artık sosyal medya, kızın diğer arkadaşlarıyla yaptığı dedikodular, medyadaki reklamlar, yemeyi planladığı yiyecekler vs. ile de girilmiş bir ilgi çekme mücadelesine dönüştü. Yani ortada ŞİRKETLERLE birlikte aynı sahada olduğumuz bir savaş var. Bunu kızlar açısından demiyorum, şundan diyorum: Yani her şey dikkatimizi çelmek üzerine kurulu. Geçenlerde bir podcast dinledim. Konuk eski gizli serviş çalışanı bir kadındı. Şunu dedi: "Ben başkasının konuk olduğu programları dinlemem çünkü bu nasıl düşündüğümü etkiler." Yani neyi tükettiğine dikkat etmen gerekiyor bu çağda. Ortada "mutlak gerçek" diyeceğimiz bir şey yok; sadece farklı gerçeklik yorumları ve o yorumların empoze edilme çabası var.

Kesinlikle, midene ne koyduğuna nasıl dikkat ediyorsan beynine de aynı şekilde dikkat etmek gerekiyor. İkisi de sindirilip insanı dönüştürüyor.

Bodhissatva' Alıntı:

Kesinlikle, midene ne koyduğuna nasıl dikkat ediyorsan beynine de aynı şekilde dikkat etmek gerekiyor. İkisi de sindirilip insanı dönüştürüyor.

Genişletmek için tıklayın ...

Ne kadar doğrudur bilmiyorum ama tamamen pragmatist biri olduğum için birkaç ay ortalıktan kaybolup kendimi inşa etme sürecine girmeyi düşünüyorum Batman gibi. Rahip Modu diyemiyorum çünkü o oldukça katı bir sistem. Benimki daha çok güçlü yanlarımı maksimize etmek üzerine olacak.

SlaveToMaster' Alıntı:

Ne kadar doğrudur bilmiyorum ama tamamen pragmatist biri olduğum için birkaç ay ortalıktan kaybolup kendimi inşa etme sürecine girmeyi düşünüyorum Batman gibi. Rahip Modu diyemiyorum çünkü o oldukça katı bir sistem. Benimki daha çok güçlü yanlarımı maksimize etmek üzerine olacak.

Genişletmek için tıklayın ...

Abi açarmısın bu konuyu biraz nasıl kendi inşa etmek? Çünkü bende kendimi arıyorum.

UyKuSuZuM' Alıntı:

Abi açarmısın bu konuyu biraz nasıl kendi inşa etmek? Çünkü bende kendimi arıyorum.

Genişletmek için tıklayın ...

Kısaca söylemem gerekirse: Olumsuz yanları törpüleyip olumlu yanları parlatmak. Bunu yapmak için biraz izole olmak lazım. "Kendini keşfetmek" dediğimiz şey aslında bu. Benim teorime göre (aslında Jung'un "Dışa bakan düş görür, içe bakan uyanır," sözüyle aynı) bir insanın kendini daha iyi tanıyabilmesi/kimliğini inşa etmesi için kendi başına vakit geçirmiş olması lazım. İnsan ne kadar başka insanlarla vakit geçirirse, kendini tanımaktan da o kadar uzaklaşmış demektir. Tabii bence dengeyi kurmak lazım çünkü insanlarla iletişimi ihmal edersen bu sefer dışarıya çıktığında iletişim kuramaz hale gelirsin. Bunun için 80/20 oranı uygun gibi. Yani %80 kendini tanımaya ayırıp %20'de temel iletişim ihtiyacı giderilebilir (romantik dışında). Ben kendini tanıma işini çoğunlukla bir şeyler okuyarak/izleyerek hallediyorum. Benim için ne kadar şey bilirsen o kadar güçlü olursun. Çünkü bilgi aynı zamanda insana öz güven de katar ve öz güven de karakter inşasının olmazsa olmazıdır. Bu senin için farklı bir şey olabilir tabii bu arada. Hani "oyun" diyorlar ya, o oyunun temeli bir şeyler bilmenin verdiği öz güvenden geliyor işte. Ne kadar şey bilirsen o kadar çok sohbet açıp o kadar çok sohbetlere dahil olabilirsin.

Bunun yanında kendini inşa etmenin içerisine teknolojiden arınmak da dahil. Daha doğrusu teknolojiyi gereksiz kullanmaktan arınmak. İş ve eğitim dışında kullanmak erkeklere yakışmaz. Bizim bir şeyler inşa ediyor olmamız lazım sürekli (eskiden medeniyetler inşa ediliyordu ama teknoloji sayesinde sadece kendi markanı inşa edebilecek durumdasın artık neyse ki). Sosyal medya kızların oyun alanıdır. Tekrarlıyorum: SOSYAL MEDYA KIZLARIN OYUN ALANIDIR. Sosyal medyada tek kazanan kadınlardır. Bu oyunda kaybetmemenin tek yolu var, o da bu oyunu hiç oynamamaktır.

Offline hayatlarımız online'da yaptığımız şeylerden çok daha önemli. Çünkü online'da hiç olmadığın biriymiş gibi davranarak insanları olmadığın biri olduğuna inandırabilirsin ama gerçek hayatta kendinle baş başasın. Dolayısıyla kendine yalan söyleme ihtimalin yok.