Tanjiro
Merkür Yolcusu
- Katılım
- 13 Ara 2020
- Mesajlar
- 159
- Tepki puanı
- 207
- Puanları
- 58
Hepimiz bir şeylerin peşindeyiz. mutluluk, huzur, aşk gibi manevi duygular ya da parasal maddi konular. Kimimiz halinden memnun. Kimimiz durumunun farkında değil öylece yaşayıp gidiyor. Farkındalığa sahip insanlar da bu evrenin işleyişini farketmiş, ona anlam aramış, neden ve nasıl oluştuğunu düşünmüş, topsumsal normların nasıl geliştiğini ve insanların davranışlarının basit içgüdüler üzerine olduğunu farketmiş bir insan olabilirsin ya da sadece sıradan bir insansındır. Sadece gündelik dertlerinle boğuşup duruyorsundur. Hayalin basit bir hayattır. Ama sana hayatın bu istediğin basitliği en zor yoldan sunduğunu fark edersin. Belki de etmezsin. Belki de hayat senin için kolaydır.
Biraz alakasız bir şeyden bahsetmek istiyorum. Hepimiz öyle ya da böyle hayatlarımızı geçiriyoruz. Zamanı... Zamanı durdurmanın imkansız olduğunu biliyoruz. O yüzden basit bir savunma mekanizması olarak zamanı unutuyoruz. Bir çok acılarımızı unuttuğumuz gibi. Ben kim olduğu önemsiz biriyim. Tek bildiğim küçükken çok masum olduğum. Duyarlı ve akıllı bir çocuktum. Kesinlikle duygusaldım. Hayal gücüm çok genişti her şeyden keyif alır hiçbir şey bulamazsam halıya bastırır resim çizerdim. Sonsuz bir hayal gücü. Çevrem beni sürekli överdi. Nerdeyse herkes çok zeki olduğumu söylerdi. Kimse ben konuştuğum zaman bir çocuk konuşuyor diye sallamamazlık yapmazdı. 7-8 yaşında bir çocuk olarak her türlü sohbeti edebilecek en azından dinleyebilecek düzeydeydim. Okurdum araştırırdım. Her çocuk oyun oynamaya bayılırdım.
Ama..
Şuan öyle bir durumdayım ki. O anlattığım çocuktan daha akılsız bir 19 yaşındaki genç var. Kesinlikle o çocuk daha zekiydi. Şimdi ne bir şeyden zevk alıyorum ne de gerçek bir duygu yaşayabiliyorum. Son zamanlarda çok yakın bir akrabam vefat etti. İçimde herhangi bir duygu oluşmadı. Gördüğü dilenciye ağlayan çocuktan nereye geldim. Konu ağlayıp ağlamamak değil. Konu kaybettiklerim. Kaybettiklerimiz.
Bu forumu 8. sınıftan beri biliyorum. 7 yıl oldu yaklaşık. O zamandan beri 4 tema değiştirdi diye biliyorum. Hatta 2. temasını yapan arkadaşla tanıştık 8. sınıfta ve tam 7 yıl sonra onunla gerçek hayatta buluştuk. Binlerce insan geldi geçti. Çoğu rüzgarda savrulan bir toz gibiydi. Ben de dahil. En büyük toz zerresi bendim belkide. Sürekli bir döngü vardı. Sürekli. Herkes bir şeyler elde etmek istiyor ama kendileri onlara engel oluyordu. Başaranlar ve başaramayanlar. Tutunanlar ve tutunamayanlar.
Hayatım boyunca hep bir şeyleri elde etmek istedim. Başta herkes gibi. Her çocuk gibi elimde kendim dışında bir şey yoktu. Ama denediğim istediğim hiçbir şeye irade gösteremedim. Tek bir ilgi alanım vardı o da ailem tarafından kısıtlanmıştı. Elimde başka ilgi alanlarına yönelmek kalmıştı. Başarısız oldum bu konuda. Kendimi derse vermek vardı. Kesinlikle başarısız oldum. Bir şeylerden kurtulmayı denedim. Çok küçük yaşlarda edindiğim fap olayı gibi. Başarısız oldum bu konuda. Her konuda olduğu gibi. Denemekten asla vazgeçmedim. Ama bu neyi değiştirdi. Hiçbir şeyi değiştirmedi.
Tutunamayanlar demiştim. Evet. Eğer sizde denemeyi yıllarca bırakmadıysanız bu yıllar içinde bırakan çok insan görmüşsünüzdür. Nerdeler nasıllar bilmiyorum. Tek bildiğim zamanın akıp gittiği. Her geçen saniye. Her geçen gün. Her an. Hayatınızdan kopan bir parça. Bu sistemin bir çarkı olup olmayacağımızı ne belirliyor bilmiyorum. Ne gerekiyor bilmiyorum. Bunca yıl bana sonsuz teori kattı. Bilgi kattı. Ama hiçbiri beni sonuca ullaştırmadı. O yüzden bu bir bilgi yazısı değil. Bu bir hiçşeyyazsısı. ( Edit: ve işin kötü yanı bu teorileri de unutmaya başlayalı çok oldu. zamanla dahada akılsız ve bilgisiz bir bireye doğru sürükleniyorum. )
Hayat beni nereye götürecek bilmiyorum. Artık ne bir isteğim kaldı. Ne bir motivasyonum ne de bir mentalitem. ( Edit: bu bir motivasyona ya da bir yola ihtiyacım var konusu değildir. ilgisini çeken okuyabilir okurken kafasında bir fikir oluşan yazabilir. tekrar okuduğum zaman ağır depresyonda birinin yazısına benzemiş. ama öyle olmadığını belirtmek isterim. sadece içe dönük bir düşünce ve o düşüncenin bir özetini çıkartmaktı amaç ama istediğimden çok daha yüzeysel olmuş yani istediğim gibi olmamış
)
Ama tek bildiğim bu haltı yemem gerektiği. Çünkü zaman durmuyor. Bugünlerde hayal dediğim şeylerin hepsi eskiden gelen şeyler. İlgi alanım dediğim tek şey hala çocukluğumda edindiğim bir ilgi. Kitap bile okumuyorum artık. Çocukken okurdum. Bir şey bile araştırmıyorum tam olarak. Eskiden araştırırdım. Şuan kendine hakim olamayan bir insanım. Şuan ben hiçbir şeyim. Bu da hiçşeyyazısı. Sizde ne okudunuz bitince onu düşüneceksiniz. İçini dökmeye çalışan bir insanı. Bu da bu insanın en zayıf yönü aslında. İçini dökemiyor çünkü izole bir hayat yaşıyor uzun zamandır.
Odasında oturan bir insan. Karanlıkta. Yatmaktan pestili çıkmış bir insan. Sanki felçli gibi. Odasında hayal kuracak takati kalmamış. Kendine sahte duygular yaşatmaya çalışırmış eskiden. İşe yararmış ama artık o da yaramazmış. Kendine sürekli yeni dertler üretirmiş o insan. Küçük odasında kendine dert üretirmiş. Yalnızım dermiş belki de başka bir insan için yalnız değildir. Ama o öyle hissedermiş. O insan her kalktığında tekrar düşmekten o kadar kızgınmış ki. Çok kızgınmış. Her şey üzerinde düşünmüş belki de bu kadar düşünceli bir insan değildi. Ama artık öyle. Kendisi takati kalmamış bir şekilde yerde yatarken etrafındaki insanlara yardım etmeye çalışırmış. Bunu neden yapar o da bilmezmiş. Artık onu da yapmazmış.
Kafam dağıldı bayağı bu yazıyı nasıl toplarım bilmiyorum o yüzden burda kesmek en iyisi.
Biraz alakasız bir şeyden bahsetmek istiyorum. Hepimiz öyle ya da böyle hayatlarımızı geçiriyoruz. Zamanı... Zamanı durdurmanın imkansız olduğunu biliyoruz. O yüzden basit bir savunma mekanizması olarak zamanı unutuyoruz. Bir çok acılarımızı unuttuğumuz gibi. Ben kim olduğu önemsiz biriyim. Tek bildiğim küçükken çok masum olduğum. Duyarlı ve akıllı bir çocuktum. Kesinlikle duygusaldım. Hayal gücüm çok genişti her şeyden keyif alır hiçbir şey bulamazsam halıya bastırır resim çizerdim. Sonsuz bir hayal gücü. Çevrem beni sürekli överdi. Nerdeyse herkes çok zeki olduğumu söylerdi. Kimse ben konuştuğum zaman bir çocuk konuşuyor diye sallamamazlık yapmazdı. 7-8 yaşında bir çocuk olarak her türlü sohbeti edebilecek en azından dinleyebilecek düzeydeydim. Okurdum araştırırdım. Her çocuk oyun oynamaya bayılırdım.
Ama..
Şuan öyle bir durumdayım ki. O anlattığım çocuktan daha akılsız bir 19 yaşındaki genç var. Kesinlikle o çocuk daha zekiydi. Şimdi ne bir şeyden zevk alıyorum ne de gerçek bir duygu yaşayabiliyorum. Son zamanlarda çok yakın bir akrabam vefat etti. İçimde herhangi bir duygu oluşmadı. Gördüğü dilenciye ağlayan çocuktan nereye geldim. Konu ağlayıp ağlamamak değil. Konu kaybettiklerim. Kaybettiklerimiz.
Bu forumu 8. sınıftan beri biliyorum. 7 yıl oldu yaklaşık. O zamandan beri 4 tema değiştirdi diye biliyorum. Hatta 2. temasını yapan arkadaşla tanıştık 8. sınıfta ve tam 7 yıl sonra onunla gerçek hayatta buluştuk. Binlerce insan geldi geçti. Çoğu rüzgarda savrulan bir toz gibiydi. Ben de dahil. En büyük toz zerresi bendim belkide. Sürekli bir döngü vardı. Sürekli. Herkes bir şeyler elde etmek istiyor ama kendileri onlara engel oluyordu. Başaranlar ve başaramayanlar. Tutunanlar ve tutunamayanlar.
Hayatım boyunca hep bir şeyleri elde etmek istedim. Başta herkes gibi. Her çocuk gibi elimde kendim dışında bir şey yoktu. Ama denediğim istediğim hiçbir şeye irade gösteremedim. Tek bir ilgi alanım vardı o da ailem tarafından kısıtlanmıştı. Elimde başka ilgi alanlarına yönelmek kalmıştı. Başarısız oldum bu konuda. Kendimi derse vermek vardı. Kesinlikle başarısız oldum. Bir şeylerden kurtulmayı denedim. Çok küçük yaşlarda edindiğim fap olayı gibi. Başarısız oldum bu konuda. Her konuda olduğu gibi. Denemekten asla vazgeçmedim. Ama bu neyi değiştirdi. Hiçbir şeyi değiştirmedi.
Tutunamayanlar demiştim. Evet. Eğer sizde denemeyi yıllarca bırakmadıysanız bu yıllar içinde bırakan çok insan görmüşsünüzdür. Nerdeler nasıllar bilmiyorum. Tek bildiğim zamanın akıp gittiği. Her geçen saniye. Her geçen gün. Her an. Hayatınızdan kopan bir parça. Bu sistemin bir çarkı olup olmayacağımızı ne belirliyor bilmiyorum. Ne gerekiyor bilmiyorum. Bunca yıl bana sonsuz teori kattı. Bilgi kattı. Ama hiçbiri beni sonuca ullaştırmadı. O yüzden bu bir bilgi yazısı değil. Bu bir hiçşeyyazsısı. ( Edit: ve işin kötü yanı bu teorileri de unutmaya başlayalı çok oldu. zamanla dahada akılsız ve bilgisiz bir bireye doğru sürükleniyorum. )
Hayat beni nereye götürecek bilmiyorum. Artık ne bir isteğim kaldı. Ne bir motivasyonum ne de bir mentalitem. ( Edit: bu bir motivasyona ya da bir yola ihtiyacım var konusu değildir. ilgisini çeken okuyabilir okurken kafasında bir fikir oluşan yazabilir. tekrar okuduğum zaman ağır depresyonda birinin yazısına benzemiş. ama öyle olmadığını belirtmek isterim. sadece içe dönük bir düşünce ve o düşüncenin bir özetini çıkartmaktı amaç ama istediğimden çok daha yüzeysel olmuş yani istediğim gibi olmamış
Ama tek bildiğim bu haltı yemem gerektiği. Çünkü zaman durmuyor. Bugünlerde hayal dediğim şeylerin hepsi eskiden gelen şeyler. İlgi alanım dediğim tek şey hala çocukluğumda edindiğim bir ilgi. Kitap bile okumuyorum artık. Çocukken okurdum. Bir şey bile araştırmıyorum tam olarak. Eskiden araştırırdım. Şuan kendine hakim olamayan bir insanım. Şuan ben hiçbir şeyim. Bu da hiçşeyyazısı. Sizde ne okudunuz bitince onu düşüneceksiniz. İçini dökmeye çalışan bir insanı. Bu da bu insanın en zayıf yönü aslında. İçini dökemiyor çünkü izole bir hayat yaşıyor uzun zamandır.
Odasında oturan bir insan. Karanlıkta. Yatmaktan pestili çıkmış bir insan. Sanki felçli gibi. Odasında hayal kuracak takati kalmamış. Kendine sahte duygular yaşatmaya çalışırmış eskiden. İşe yararmış ama artık o da yaramazmış. Kendine sürekli yeni dertler üretirmiş o insan. Küçük odasında kendine dert üretirmiş. Yalnızım dermiş belki de başka bir insan için yalnız değildir. Ama o öyle hissedermiş. O insan her kalktığında tekrar düşmekten o kadar kızgınmış ki. Çok kızgınmış. Her şey üzerinde düşünmüş belki de bu kadar düşünceli bir insan değildi. Ama artık öyle. Kendisi takati kalmamış bir şekilde yerde yatarken etrafındaki insanlara yardım etmeye çalışırmış. Bunu neden yapar o da bilmezmiş. Artık onu da yapmazmış.
Kafam dağıldı bayağı bu yazıyı nasıl toplarım bilmiyorum o yüzden burda kesmek en iyisi.